Merhaba,
Kadın olmak, bu dünyada ne demektir? Eşitliği aramak, hakkını savunmak, adaletin
peşine düşmek mi?
Bazen gözyaşları içinde, bazen ise sessiz bir çığlıkla… Bu yazıyı okurken bile, belki
milyonlarca kadın hâlâ hakları için mücadele ediyor, sesini duyurmaya çalışıyor. Kadın
olmak, çoğu zaman görülmeyen bir savaşın ortasında olmak demek. Ben bu yazıda
sadece bir kadın olarak değil, adalet ve eşitlik adına konuşan biri olarak, bu sessiz
çığlıkları duyurmak istiyorum.
Cinsiyet eşitsizliği, tarihin her döneminde kadınların hayatını zorlaştırdı. Her ne kadar
bazı haklar kazanılmış olsa da, kadınlar dünya genelinde hâlâ eşit muamele görmüyor.
İstatistikler, her gün binlerce kadının fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, eğitim,
iş hayatı ve sosyal hayatta geri planda bırakıldığını gösteriyor. Birleşmiş Milletler
verilerine göre, dünya çapında her üç kadından biri yaşamı boyunca en az bir kez fiziksel
ya da cinsel şiddete maruz kalıyor. Bu veri bile, kadınların çektiği sıkıntıları anlatmak için
yeterli olmalı.
Kadın olmak; sadece anne olmak, çalışmak, evlat yetiştirmek değil, aynı zamanda
haklarını her gün yeniden savunmak zorunda kalmak demek mi? Adaletin, hakkın peşine
düşmek için çabalamak demek mi? Yalnızca eşit eğitim hakkı istemek için bile mücadele
eden kadınlar var. İşyerinde cinsiyet ayrımcılığı, evde uğranılan şiddet, sokakta maruz
kalınan taciz… Kadınlar bu zorluklarla başa çıkarken bir yandan da adalet arayışını
sürdürüyor.
Adalet… Kadınlar için ne kadar uzak bir kavram bazen. Yasaların, toplumun ve kültürel
normların karşısında kadınlar hâlâ ikinci plana atılıyor. Ancak kadınlar asla susmadı.
Hakkını aramak, sesini yükseltmek kadınlar için bir yaşam mücadelesi oldu. Her gün
dünya genelinde binlerce kadın sesini duyurmak için sokaklara çıkıyor, sosyal medyada
kampanyalar başlatıyor, mahkemelerde adalet arıyor. Bu mücadele, sadece kadınlar için
değil, tüm toplumlar için.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) 2022 yılı verilerine göre, dünya
genelinde kadınların sadece %25’i yönetim pozisyonlarında yer alıyor. Ayrıca, kadınlar
erkeklerden ortalama %23 daha az maaş alıyor. Bu eşitsizlik, kadınların ekonomik
bağımsızlığını sınırladığı gibi, onların toplumsal statülerini de etkiliyor.
Kadınların mücadelesi bitmedi, bitmeyecek. Eşitlik, hak ve adalet arayışı her geçen gün
daha da güçleniyor. Ben de bu adaletin, bu hakkın peşinde olan tüm kadınlar adına
sesleniyorum: Yalnız değilsiniz.
Sesimiz daha yüksek, mücadelemiz daha güçlü olacak. Çünkü adalet herkes içindir,
çünkü eşitlik herkesin hakkıdır.
Sağlık ve Sevgiyle Kalın.
Şeref Taylan Berber
20 Ekim 2024